19 Temmuz 2010 Pazartesi

Tatildik ama buralardaydık.

Ajans 1 hafta kapalıydı. Erim'de izin aldı. Dedik havuza filan gideriz buralarda. Eylül'de güneyde bi tatil yapmayı planlıyoruz zaten. Gel görki Murphy amca kanunlarını devreye soktu hemen. Doruk ateşlendi. Ağzında yaralar çıktı. Birkaç gün eve kapandık. Yemek yiyemedi ağzındaki yaralar yüzünden. Doktor 5 gün sürebilir dedi. Hemen parmak hesabı yaptık. Eeeeee tatilimiz bitiyo 5. günde. Harika. Moraller bozuldu tabi :( Bir kaç gün nasıl geçti hatıramıyorum gerçekten evde. Kötü anılar siliniyo heralde zihinden :) Zaten balık hafızalı ben bu 1 haftalık tatilde hangi gün nerdeydik ne yaptık hiç hatırlamıyorum.

Bi gün Doruk öğle uykusundan uyandıktan sonra alışverişe Migros'a gidelim bari dedik. Sonra oraya vardığımızda hava güzel olduğu için Doruk girmek istemedi. Bende istemedim ne yalan söyleyeyim. Yürüye yürüye sahile İstinyeye indik. Yolda bi bakkaldan ekmek aldık martılara atarız diye. Ama gözü tok martılar yüz vermedi bize. Biz de kıyıdaki güvercin ve serçeleri besledik. Orada güzel havada oyalandık.

Genelde havalar sıcak olduğu için İstinye parka attık kendimizi. Her gittiğimizde de jetonlu oyunların bulunduğu eğlence merkezine götürdü Doruk. Belli oyunları var zaten. İstediği bişey olunca Erim'e dönüp jeton istedi. Attı yerine ve kendi başına yapabildiklerini kendi halletti :) Bi gün sinema katına indik. Patlamış mısır aldık. Masanın üzerinde lüplettik :) Bi gün dondurma yedik. Bu resimler ateşlenmeden önceydi heralde. Dondurma yediğine göre :)
(Yiyiş çok komik:))

Bi gün sularda balık yüzdürdük. Evde olunca yapacak pek bir şey bulamıyor insan.

Bi gün Turkuazoo'ya gittik. Önce İkea'da kahvaltı ettik. Sonra akvaryuma geçtik. Bizim pusette oturmayan oğlanı mısırla kandırarak ve biraz da kaba kuvvet kullanarak :) oturttuk. Uykusu gelmeye başlayan oğlan çıkana kadar da kalkmadı. İnanamadım. Zaten pusetide alışveriş merkezinden kiraladık. Yoksa biz yanımızda puset taşımayı bırakalı aylaaaaaaaar aylaaar oldu :)

Turkuazoo çok güzeldi gerçekten. İlk girdiğimde ne kadar küçük bu ne ya dedim içimden ama gezdikçe bayıldım. O derinlik hissi, mavilik, balıklar süperdi. Dalmakta böyle bir şey olsa gerek. Erim de köpekbalıklarına bayıldı :) Haftaiçi ve boştu. Zaten haftasonu olsa gitmezdik.

Ve pazar sabahı Annem, Aslıhan, Tansa, Derin ve Doruk Yeniköy Tribeca'ya kahvaltı etmeye gittik. Çocukları binbir eziyetle yedirerek :) ortalığa salıverdik. Biraz koşturdular, biraz dergi baktılar :), biraz kuruyemiş yediler, arabayla oynadılar...

Kimi zaman aşk, kimi zaman nefret ilişkisi :)




Sonra Carrefour'a Doruğa kolluk almaya gittik.

Veeee pazar evlendiğimiz yere Yıldız üniversitesinin sosyal tesislerine havuza gittik. Ablamda eniştemde Yıldız mezunu olunca bizide soktular. Hatta kalabalıkta görevliler bizden para almayı unuttular. Beleşe havuz keyfi yaptık. Geçen seneki tatil maceramızda denize girmeyen oğlumun havuza Burak'la girmesini çok istiyordum. Belki o şekilde sorunsuz sokabilirdik. Yolda uyuyan, dinlenen Doruk gerçektende çok sorunsuz bir şekilde girdi havuza. Vee bütün günüde havuzda geçirdi. Bi ara havuzun kenarından kendi kendine atlıyordu. Deli cesareti geldi heralde :) Büyük havuzunada soktuk. Gıkı çıkmadı. Çok mutlu oldum :) Ablacıımmm, Suat abiiiii, Buraaakkkkkk teşekkürler bu güzel gün için :)





Burda tabiki yanlız yüzmüyor oğlum. O kadar da değil. Biraz foto hilesi :)

Bu arada Doruk yeni bir döneme girdi. "Soru dönemi" :)
Sürekli soru soruyor.
Neden? Neden? Neden?
Bitmek bilmeyen, yüzbin kere cevaplasanız da tekrar tekrar sorulan sorular. Bazen gülüyoruz, bazen daralıyoruz :)
Dünden benide bir dert bastı. 1 haftadır beraberiz. Bize alıştı nasıl ayrılacağız? Krizlerle çıkacağım kesin evden diye. Bütün hafta 7'de ayağa dikilen çocuk 9'a kadar uyudu. Sonra ben işe gidiyorum oğlum dedim. Gayet keyifli ve sevecen bir şekilde el salladı, beni işe yolladı.
Haydaaaa. Ben kalakaldım tabi. Bozuldumda ne yalan söyleyeyim. İnsan biraz mızlar dime. Yok. Bu çocuklara güven olmadığı bir daha kazınmış oldu beynime. Sizin ipinizle kuyuyada inilmez. Hemen satarsınız bizi :)

6 yorum:

  1. maşallah Doruk "bebiş" demek geliyo içimden ama artık bebiş değiller dimi :)) paşaya :))tatilde hastalanması kötü bir tesadüf olmuş gerçekten... onların keyfi yerinde olmadığı zaman bizimde keyfimiz olmuyor hiç...kocaman sarıldım Doruğa...

    YanıtlaSil
  2. Merhaba hoşgeldin aşk meleği :)
    Evet gözümüzde hep bebiş olsalarda, büyüdüklerini kabul etmesekte onlar artık birer ÇOCUK :)
    Ve evet tatilde hastalanmak kötü bir tesadüf oldu. Eve kapanmak pek eğlenceli değildi tahmin edersin :)

    YanıtlaSil
  3. çok güzel geçmiş günleri Doruk Bey
    bir keresinde otobüste arkamdan çok tatlı bir anneyle kızı oturuyordu yol boyunca sorular hiç bitmedi peş peşe Allah kolaylık versin diyorum : )

    YanıtlaSil
  4. erimle mısır pörtleği yediği fotoyla, akvaryumdaki koyu foto nefis çıkmış. afferim sana kız :)

    YanıtlaSil
  5. Selam Mine :)
    Valla bunlar keyifli olduğu kareler tabi. Cozuttuğu ve bizi çileden çıkardıklarını da koysam fikrini değiştirirdin sanırım :)
    Ha ha. Otobüste kötü bir yere düşmüşsün. Ben çocuğum olmasına rağmen çocuksuz alanlara kaçmayı tercih ederim her zaman :) Biz daha yolun başındayız. Bakalım daha nelen göreceğiz.
    Neden? neden? neden? :)

    Bu arada senin siteyi de gezdim. Yemek olayı benim için hep problem olmuştur. Senin süper tariflerinden kopya çekeceğim izninle. Fotolar da harika görünüyor. Yemek sitesi konusunda evcini.com'u siddetle öneririm. Uzuun zamandır takip ettiğim çok hoş bir sitedir.
    Sevgiler.
    :)

    YanıtlaSil
  6. Dijital makineler sağolsun ablacım. 30 kare çekiyosun ve 1 tanesi güzel olabiliyor. Yoksa ne haddime :)

    YanıtlaSil