10 gün iyisiyle kötüsüyle geçti işte...

Hani biz İstanbul'da kalacaktık, havuza gidecektikya geçen seferki gibi :)
Yok yok bu sefer ateşlenmedi Doruk Allahtan.
Ama hava yaptı yapacağını bize. Çocuk havuzu buz kesti. Bildiğimiz buz. Doruk'ta anasına çekmiş. Girermi soğuk suya. Girmedi tabi. Büyük havuz daha sıcak ama ona hiiiççç girmedi. Bizim havuz hayalleri suya düştü yani. Son iki gün harici havuza gidemedik. Hal böyle olunca 10 gün abuk ve sabuk bir şekilde geçti. Bir gün Kilyos'a gittik. Su sıcaktı. Suya girdi, kumlarla oynadı. İyiydi yani :)
Doruk bize bütün nazını yaptı. Bazı günler zıvanadan çıktık hepimiz, bazı günlerse süt liman. Geçti gitti işte kos koca 10 gün. Ama tatil benim içimde hala uktedir. Nerden bilebilirdimki havaların böyle olacağını :)
Bir gün annem, canım annem Doruğu aldı. Biz de havuza gittik iki başımıza Erim'le. Çok çok güzeldi gerçekten. Sadece bir gün değil ara ara aldı bir kaç saatliğine ikizler olmasına rağmen.
Ne varsa insanın annesinde var gerçekten :) Bu birkaç saattlik molalar hem Doruğu özlememize fırsat verdi hem de biz biraz nefes alabildik. Tabiki annem de hasret giderdi. Annemin Doruğu özlemesi de öyle hoşuma gidiyorki. İnsan çok mutlu oluyor gerçekten. Torunun yeri başka derler. Annemde masallah 6 tane var. 6'ya bolunse de kimi zaman hepsine yetiyor gerçekten :)

Bu arada geriye dönüp baktığımda güzel şeyler olduğunu farkediyorum. Mesela çiş olayını çözmeye başladık; emzigi sadece yatarken veriyoruz; Doruk, hiç pusetinde oturmayan Doruk ara ara pusetinde oturdu. Bunlar benim için gerçekten güzel gelişmeler.

Bu çocuk nemi yapıyor?

Çok işi var çook. Kaka yapıyor beyefendi.

İstinye Park ziyaretlerimizde ara ara Joyfull'a giriyoruz. Başlarda çekingen olan Doruk kendini biraz aştı. Daha bir atlayıp zıplıyor artik.

Bir sabah kahvaltıya gittik Yeniköy'e.


Bunlar da Kilyos'tan kareler.

Bunlar da konusuz işte :)