6 Şubat 2012 Pazartesi

Ne gündü be ...

Cumartesileri iple çekiyorum gerçekten. Hatta cumartesi öğleden sonraları.

Neden?

Çünkü "anneanne gecesi"

Annem ikizlerle bütün hafta uğraştıktan sonra cumartesi günleri de öğleden sonrasına bize ayırıyor. Anne olmak böyle bir şey işte. Ömür boyu yavruları için uğraşmak. Yaşları kaç olursa olsun. Onları biraz olsun rahat ettirmek, bunun yanında bir de torunlarıyla vakit geçirmek, bunun için cumartesilerin fırsat olduğunu düşünmek. Bunu ancak torun sahibi olunca anlayabilirim elbet. Onlarla saatler geçirmek, keyif almak. Gecenin sonunda da hem çocuklarına karşı hem de torunlarına karşı görevini yerine getirmenin huzuru, mutluluğu. Her seferinde "ne yorulacağım canım, birşey yapmadılarki" lafları. Eminim yapmamışlardır :-)

Bizim içinse tek kafa dinleyebileceğimiz, eşimizle iki laf edebileceğimiz ya da amaçsızca boş boş durabileceğimiz zamanlar. Nasıl değerli, nasıl değerli.

Annem hakkını nasıl ödeyebilirim acaba?

Bu değerli cumartesinden sonra keyifli ama bir o kadar yorucu pazar :-)
Sabah Tribeca'da kahvaltı, sonrasında pamuk gibi havada yürüyüş, arkasından havuz keyfi, Dükkan Burger'de hamburger+patates kızartması ve dönüp anne babasının şaşkın bakışları arasında anneyle minderlerde tepişmece. 9.30'da hala birazcık daha oyun oynayabilmek için kıvırtmaca. Sonunda süt faslının arkasından bayılmaca.

Erim'in böyle zamanlarda kullandığı tabir cuk oturuyo gerçekten:
Arpası kaçtı bunun :-)
Artık Doruk'ta kendi için kullanıyo.
Evet oğlum pazar arpan kaçmıştı gerçekten.

Sağlığınız iyi olsun da o arpalar kaçacak zaten, yapacak bir şey yok :-)





Bu da oğlumun kadrajından :-)

3 yorum: