20 Şubat 2012 Pazartesi

Yoğun, keyifli, daraltılı, nazlı, niyazlı, ya sabııır'lı haftasonu :-)


Ben seviyorum böyle yoğun haftasonlarını aslında.

Doruk ev ortamı dışında heleki yabancı birileriyleyse insana sürekli yaaa sabııır çektirse de ...
Çocuk birden canavara dönebiliyor. Neyseki başka çocuklarda da bu ve buna benzer şeyler gördüğüm için "haaaa bunların hepsi aynı cins. Bir tek bizimki böyle değilmiş" diyebiliyorum.

Dışarıdayken, başkalarının yanındayken; ne gözlerini kocaman açıp, onun gözlerine kitlenerek sinirle bakman, ne kararlı bir şekilde hayır demen hiçbir işe yaramaz oluyor. Kendini çaresiz hissediyorsun. Kocayla göz göze gelip sinirden gülmek, beraber ya sabır çekmek, içinden fışkıran şiddete bir dur demekten başka bir şey gelmiyor elinden :-)



Neyse, Cumartesi sabahtan arkadaşlarla kahvaltıya gittik. Batu çok sıcak ve uyumlu bir çocuk. Artık büyüdüklerinden masada büyükler keyifli sohbetler edebiliyoruz. Başka günler için programlar yapabiliyoruz :-)
Cumartesi öğleden sonrası her zamanki gibi anneanneye aitti. Artık Derinle de güzel vakit geçiriyorlar. Almaya gittiğimde gecenin 10'unda full enerji ter içinde koltuk minderlerinin üzerinde tepişiyorlardı.


Pazar Mercan'ın doğum günüydü. Onun doğum gününü kutladığımızda Doruğun da doğum gününün yaklaştığını farkedip bir silkeleniyorum. Onlarda da kâh krizli, kâh gülmeli zaman geçirip babaanneyle dedede sonlanan geceyle kendimizi evimize zor attık. Arada Fenerium'dan alınan atkı ve bereyi de not düşmek istiyorum buraya. Ailenin erkeklerinin maç planı böylece hayata geçmeye başlamış bulunmakta :-)

İki adet kurabiye canavarı :-)



Bu arada evladım; bu her şey benim, oyuncağımı paylaşmam, elimden almaya çalışana patlatırım, beni engelleyen anne-babama da geçiririm iki tane olayı 2 yaş civarı başlayan ve zamanla azalan bir şey değil miydi? Seninki niye 4 yaşta başladı ben onu anlamıyorumki :-)


1 yorum:

  1. 2. fotoda doruk'un aklından ne planlar geçtiğini çok merak ediyorum :D

    YanıtlaSil