
Cumartesi Zeynep'le Defne'ye gitcektik. Bazı aksilikler sonucu gidemedik. Ama onlar geldi bize. Onlar eve gelince Zeynebe ilk sözüm "Aaayyy bu gerçekmiş yaaaaaaaaaa" oldu. Resimlerden takip ediyodum ama canlısıyla aynı olurmu hiç. Çok komikti ikisi de. Kal geldi çocuklarımıza başta. Zeynep "Defne hiç böyle diildir normalde. Yabancılamaz" dedi. Ama resmen dondular kaldılar. Sonra sonra açılmaya başladılar. Defne Doruğun oyuncak sepetindekilere bakıp bakıp aaaaaaaaaaaaaaaayyyyyyyyyyyyyyy diye sevinme, şaşırma sesleri çıkardı. Çoook şekerdi ya. Sonra birbirlerine balon filan vermeye başladılar inanmazsınız. Biraz evde oyalandılar. Yeniköy'e götürmeyi düşünüyodum ben onları ama saat geç olunca trafikten çekindim. Biz de yine Emirgan'a gittik.


İkisi de durmuyo tabi yerlerinde. Biz onların peşinde koştururken konuştuk. Keşke otursalardı kurtlular da iki sohbet edebilseydik rahat rahat:)
Defneyle Zeynep gidince bütün gün "Defne nasıl doruğun emziğini istiyodu me me, me me diyeeee. Ama Zeynep ne diyodu: Hayıııır Defffneeeeee o Doruğun emziğiiiiiii" diyip durduk. Ben Defne nasıl doruğun emziğini istiyodu me me, me me diyeeee dedikçe o işaret parmağını sallıyodu hayır şeklinde. Cümlemi tamamlamamı istiyodu yani: "Ama Zeynep ne diyodu: Hayıııır Defffneeeeee o Doruğun emziğiiiiiii" :)

Çok mutlu olduk valla. Defne yaşına yakın bi arkadaşıyla neler yapıyor canlı canlı yaşadık. Yakın otursaydık iyi iki arkadaş olurlardı. Ama yine de ara sıra görüşüp onları buluşturmalıyız. Maksat onların buluşması, yoksa Nesli'yle kaynatmak, kahve içip keyif yapmak değil yani :)))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder